8 Ağustos 2009 Cumartesi

Bir Babanın Oğluna Verdiği Ders!!!

Rasim , bir akşam okuldan döndüğü vakit, kendi ismine gelmiş bir zarf buldu. İçinde çiçekli bir kağıt üstüne, şu satırlar yazılıydı;

''Rasim bey, ben sizi uzaktan uzağa seven bir genç kızım. Çok güzel olduğumu korkmadan söyleyebilirm. dünyadaki en büyük emelim sizin tarafınızdan sevilmek ve sizin karınız olmaktır.

Fakat yaşlarımız küçük olduğundan dolayı bir kaç sene beklemek gerekecek. Şimdilik kendimi size tanıtmayacağım. Mektuplarınızı ...... edresine taahhütlü olarak yollayınız.
Benim çok mutaassıp bir beybabam vardır ki, çok az sayıda sokağa çıkmama müsade eder. Bunula birlikte belki bir gün ayak üstü görüşebiliriz. Kendimi şimdiden sevgilininz ve nişanlınız saydığım için siznle görüşmeyi fena ve ayıp bir şey saymıyorum. Evde yanlızlıktan canım çok sıkılyor. Mektup larınız benim için bir teselli olacaktır. '' On altı yaşına gelmiş her çocuk gibi, Rasim için de hayatta sevilip sevilmekten daha önemli birşey yoktu. Bu mektubu Bu mektubu okur okumaz yüreğine bir ateş düştü. Tanımadığı bu kızı deli gibi sevmeye başladı. O gece sinemaya gidecekti, vazgeçti, erkenden odasına çekilerek bu genç kıza uzun bir mektup yazdı.

Mektubu posta kutusuna bıraktığı zaman bir den kendini on yaş büyümüş gibi hissetti.
İsminin Bedia olduğunu söyleyen genç kız, Rasimi'in mektuplarına düzenli olarak cevap veriyor, eğer bir iki gün geciktirecek olursa kıyametleri koparıyordu.
''Sizi ne kadar sevdiğini ve sizin mektuplarınızdan başka tesellisi olmadığını söyleyen bir zavallı kızın gözlerini yolarda bırakmak doğru olur mu? Hem mektuplarınızı çok kısa yazıyorsunuz. Bir irca daha: mektuplarınızı biraz daha okunaklı yazar mısınız?''

Genç okullu, akşamalrı erkenden odasına kapanıyor, sevgilisine kendisini beğendirmek için saatlerce müsveddeler yaparak, kitaplar gibi uzun mektuplar yazıyordu. Bedia aynı zamanda meraklı bir kızdı. Bazen şöyle sorular sorduğu oluyordu.

''Evlendiğimiz zaman balayına acaba italya'ya mı gidelim, isveç'e mi? Bu iki memleket acaba nasıldır? Halkı nasıl yaşar, ne iş görür? Oralara gitmek için nerelrden geçmemiz gerekir?'' yahut da '' Sen Abdül halk Hamit Beyi'n Eşber'ini ojudun mu?Nerelerini en çok beğendiysen yaz da ben de okuyayım...

Genç okulu, nişanlısına karşı küçük düşmemk için, coğrafya ve edebiyat kitaplarını karıştırıyor, omum istediği bilgiyi toplamak için günlerce çalışıyordu. Bedia bir mektubunda ona şöyle darıldı: ''Sizinle muhakkak görüşmeğe karar vermiştim. Dün okul dönüşünde yolunuzu bekledim. Fakat hiç bir genç kızın sevgilisi lduğunu anlamamışsınız, çok fena giğinmiştiniz. Üstünüz başınız, ayakkabınız çamur içindeydi. Çocuk gibi arkadaşlarınızla mı boğuştunuz acaba? Bunu görünce sizi mahçup etmekten korktuğum için yanınıza gelemedim.''

Rasim fena halde utandı ve üzüldü. O gün den sonra üstüne başına dikkat ve özenle giğinmeye başladı. Bedia bir kere de onun okuldan çıkar çıkmaz eve gitmesinden, geceye kadar sokakta dolaşmasından şikayet etmişti. Acaba evde onun için ağlarken, o başka kızların peşindemi geziyordu? Rasim dünyada Bedia'sından başka hiç bir kızı sevmeyeceğini yeminlerle yazdı ve sokakta dolaşmaya, tesadüf ettiği kızlara göz ucuyla bile bakmaya cesaret edemez oldu. Bir akşam, Rasimi'in annesi Nedime hanım kocası Ahmet beyi matemli bir çehrey ile karşıladı, ağlamaklı bir tavırla ''Ah bey, başımıza gelenleri sorma. oğlumuza Bedia diye bir kız musallat olmuş. Bugün Rasim'in odasını düzeltirken mektuplarını buldum. Evladımız elden gidiyor. Bir çare bulç '' Ahmet bey kıs kıs gülüyordu. :) sesini alçaltarak:

'' Korkma Hanım,'' dedi, ''oğlana aşk mektuplarını yazan kız benim! Oğlandaki haylazlık artıkça artıyordu. Ne okuldaki öğretmenler, ne ben, bütün gayretimize rağmen, ona doğru dürüst yazmayı bile öğretemiyorduk. Nihayet düşüne düşüne bu çareyi buldum.
Rasim'in kıza yazdığı mektuplar sayesinde yeni yazıyı mutlaka öğreneceğinden ve bu sene sınıfı geçeceğinden eminim. Doğrusunu istersen, bende eski yazıyı bir zamanlar sana mektup yazarken öğrenmiştim''

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

5 yorum:

  1. Harika bir yazı, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yöntem :) sevdim bunu.
    Fakat bu aşkın sonu ne olacak onu merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. ben olsam babami asla affetmezdim:))))

    YanıtlaSil
  4. efem birinci sorum şu olacak;çocuk bedia diye birinin olmadığını hatta mektubu yazanın babası olduğunu öğrenince ne yapacakk...bence sonu gelmemiş bi hikaye.ha bu arada şunu düşündüm..hani her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya...ben bunca zaman kadının aklı yüzünden böyle olduğunu düşünüyordum ama şimdi erkeklerin kendisini kadınlara beğendirmek için başarılı olduklarını düşünmeye başladım..gerçi bu konu da farklı yorumlar da var;kadın erkeğin önünde engel olmaz da arkada durusa tabi herşeyi başarır gibi...:)tabi işin esprisi bunlar..güzelmişş...

    YanıtlaSil
  5. teşekkürler paylaştığınız için

    YanıtlaSil